Skip to content Skip to left sidebar Skip to right sidebar Skip to footer

Lajmet SQ

Gazi Mehmet Paşa Camii (Bayraklı Camii)

TARİHÇE

Eser adı: Gazi Mehmet Paşa Camii (Bayraklı Camii)
Yapım yılı: 1573-74 (hicri 981)
Yaptıran: Mehmet Paşa
Yer: Bayraklı mahallesi
Diğer yapılar: Hamam, kütüphane, medrese, mektep, müderris evi, türbe
Plan: Tek kubbeli ve tek mekanlı plan

Mehmet Paşa Camii Prizren’in merkezinde bulunmaktadır. 1573/74 yılında Gazi Mehmet Paşa tarafından inşa edilmiştir. Yapı cami medrese, mektep, dershane, müderris evi, çifte hamam ve türbeden oluşan bir külliye niteliğindedir. Son elli yıl boyunca caminin iç ve dış mekanına koruma amaçlı restorasyon önemleri alınmıştır. Avlusunda yapılan restorasyondan sonra, 1993/94 yılında caminin kubbesindeki çatlaklar onarılmıştır. Caminin çevre duvarları, kapıları ve çeşmeler de onarılmıştır. Camideki duvar resimlerini korumak için gereken müdahaleler de yapılmıştır. Son cemaat yeri yapısal bakımdan hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Caminin avlusu kendi orijinal halini bir şekilde korumuştur. Hazire iyi durumda olmamasına rağmen orijinal halini korumaktadır. Caminin avlu giriş kapısının sağ tarafında Kosova İslam Birliği’nin ihtiyaçlarını karşılaşmak üzere bir bina inşa edilmiştir. Külliyenin bir parçası olan dershane 1999 yılı savaşında yakılmış, restorasyonu ise 2001 yılında yapılmıştır.

Şekil 1.1: Bayraklı camii vaziyet görünümü

MİMARİ ÖZELLİKLER

Cami, Mehmet Paşa Külliyesi’nin en önemli yapısıdır. Harim, son cemaat yeri ve tek bir minareden oluşmaktadır, kare planlıdır. Harimin aydınlatılması iki sıralı pencerelerden yapılmaktadır. Mihrabın üzerinde yuvarlak bir pencere daha vardır. Son cemaat yeri taş bir platform üzerinde yer alıp yapıyı U şeklinde çevrelemektedir. Çatıyla örtülüdür. Caminin sağ tarafında dışarda son cemaat yerine bitişik abdest muslukları mevcuttur. Minare tek şerefeli olup taş malzemeden yapılmıştır, girişin sağ tarafında bulunur. Hanımlar mahfili giriş kapısının sağında bulunur. Yüksek bir platform üzerinde ve ahşap sütunlarla taşınmaktadır. Üst kısım ahşap parmaklıklarla çevrilidir. Mihrap mermer kabartmalı, minber mermer malzemeden yapılmıştır. Vaiz kürsüsü ise ahşaptandır.

TEKNİK BİLGİLER

Şekil 1.2: Bayraklı camii planı

Şekil 1.3: Bayraklı camii kesit ve görünü

YAPILAN ÇALIŞMALAR

Gazi Mehmet Paşa Camisinde raspa çalışmasına geçilmeden önce tarih araştırması yapılmıştır. Raspa çalışmasının en uygun pencere kenarında yapılmasına karar verilmiştir. Sırasıyla aşağıdaki işlemler uygulanmıştır.

  • Belirlenen alan bantlarla işaretlendi (Şekil1.4).
  • Alan işlem uygulanmadan önce fotoğraflandı
  • Önce 10x4cm boyutlarında 6 tane modül oluşturuldu.
  • Bu modüllerin dış sıvası uygun maddeler kullanılarak temizlendi (Şekil1.5).
  • Her modüle bir öncekinden daha derin işlem uygulanarak araştırma yapıldı (Şekil1.6).
  • Yapılan titiz çalışma sonucunda ortaya çıkan izler fotoğraflandı.
Şekil 1.4: Çalışma alanının belirlenmesi
Şekil 1.5: Çalışma alanının temizlenmesi ve yüzeye uygulanan araştırma işlemi
Şekil 1.6: Çalışma alanının temizlenmesi ve yüzeye uygulanan araştırma işlemi

BULGULAR

  • Yapılan çalışma sonrasında yapının orjinal halinin sıvalı olmadığı gözlemlenmiştir (Şekil1.7).
Şekil 1.7: Raspa işlemi sonrası ortaya çıkan yüzey izleri
  • Modüllerden ortaya çıkan sonuçlara dayanarak XIX.yüzyılın ilk yarısında sıvalandığı belirlenmiştir.
  • Caminin sağ tarafında duvarın alt kısımlarında sıvada çatlaklar ve döküntüler bulunmaktadır (Şekil1.8).
Şekil 1.8: Caminin sağ duvarında bulunan döküntüler
  • Bu döküntülerin altında mermer taklitleri olduğu düşünülmektedir fakat yapılan sıva işlemleri ve sonrasında meydana gelen çürümeler dolayısıyla tespitleri mümkün değildir. (Şekil1.9).
Şekil 1.9: Alt kısmında mermer takliti olduğu düşünülen duvar kısmı
  • Mermer malzemeden yapılan mihrap ve minber bölümlerinde bulunan mermer malzemenin kirlendiği tespit edilmiştir (Şekil1.10).
Şekil 1.10: Minberin sağ tarafında bulunan mermer malzemenin durumu
  • Giriş kapısında kullanılan ahşap malzemede nem ve hava koşullarının etkisiyle şişme ve çürümeler bulunmaktadır (Şekil1.11).
Şekil 1.11: Bayraklı Camii giriş kapısı
  • Kubbe kısmında iç kısımdan görülebilen çatlaklar bulunmaktadır (Şekil1.12).
Şekil 1.12: Camii kubbesinde bulunan çatlaklar
  • Ayrıca kubbe kısmında bulunan kalem işlerinin canlılığını yitirdiği saptanmıştır (Şekil1.13).
Şekil 1.13: Camii kubbesinde bulunan kalem işleri
  • Caminin bazı duvar bölümlerinde boşluklar saptanmıştır (Şekil1.14).
Şekil 1.14: Camii duvarlarında saptanan boşluklar

ÖNERİLER

Yapının tarihi önemi düşünüldüğünde Kültür, Gençlik ve Spor bakanlığı ve Prizren belediyesi Kültür, Gençlik ve Spor müdürlüğünün restorasyon konusunda ortaklaşa çalışma yapmaları beklenmektedir. Saptanan bozulmalar ve nedenlerine bağlı olarak yapı koruması için öneriler belirlenmiştir.

  • Duvarlarda zemine yakın kısımlarda bulunan çatlakların enjeksiyon yöntemiyle doldurulması gerekir.
  • Yapıda görülen çürümelerin sebepleri için derin ve kapsamlı bir çalışma yapılmalıdır.
  • Mermer kısımlarda kirlenen kısımlara mermer slime ve parlatma işlemi uygulanarak mermer malzemenin parlak ve temiz haline geri dönmesi sağlanmalıdır.
  • Canlılığını yitiren kalem işlerinin üzerinden tekrar geçilerek eski haline geri getirilmelidir.
  • Kubbede bulunan çatlaklar sebebi genellikle kubbe örtüsünün koruma özelliğini yitirmesiyle alakalıdır. Bu yüzden kubbe kaplamasının değiştirilmesi veya onarılması gerekmektedir.
  • Giriş kapısında mevcut olan bozulmalardan dolayı malzemenin onarımı ya da kapının değiştirilmesi gerekmektedir.

Emin Paşa Camii

TARİHÇE

Eser adı: Emin Paşa Camii
Yapım yılı: 1831-32
Yaptıran: Emin Paşa
Yer: Emin Paşa Mahallesi
Diğer yapılar: Medrese, mektep, şadırvan, çeşme
Plan: Tek kubbeli, tek mekanlı, kare planlı

Prizren şehrindeki Emin Paşa Camii, Arnavutluk’taki Luma şehrinden gelen Mehmet Emin Paşa’nın, Rotula kardeşlerinin bağışlarıyla 1832 yılında yaptırılmıştır. Caminin Emin Paşa tarafından kurulduğu kapı üzerinde bulunan kitabeden anlaşılmaktadır.
Cami şehrin merkezinde, Mehmet Paşa Hamamı’nın yakınlarında bulunur. Yanına bir medrese de inşa edilmiştir. Caminin avlusunda Emin Paşa’nın mezarı bulunmaktadır. Kosova’daki en son inşa edilen kubbeli cami olan Emin Paşa Camii plan, mimari ve süsleme açısından 1615 yılına tarihlenen Sinan Paşa Camii’ne benzemektedir. Emin Paşa Camii, Sinan Paşa Camii’nin iç ve dış mimarisinden etkilenerek inşa edilmiştir. Cami Osmanlı barok tarzında bir görünüm sergilemektedir. Camide 1974 ve 1995 yıllarında iki restorasyon yapılmıştır. Minaresi ve son cemaat yerine yapılan müdahaleler yapının orijinalliğini bozmuştur.

Şekil 1.Emin Paşa Camii görünüşü
Şekil 2. Emin Paşa Camii planı
Şekil 3. Emin Paşa Camii kesit
Şeki 4. Emin Paşa Camii görünüşü

MİMARİ ÖZELLİKLER

Kosova’da inşa edilen kubbeli camilerin sonuncusu olan Emin Paşa Camii harim, son cemaat yeri ve minareden oluşmaktadır. Muntazam taşlarla inşâ edilen yapıda, harim 10.05×11.93 ölçülerindedir. Mihrap tek bir yarım kubbe ile dışa taşkın olarak yapılmıştır. Dikdörtgen biçimindedir. Yapıda kubbeye geçiş tromplarla sağlanmıştır. Trompların altında mukarnaslı pandantifler yer alır. Kasnak sekizgendir. Cami üç sıradan oluşan 23 pencere ile aydınlatılmıştır. İlk sıradaki pencereler dikdörtgen formludur. İkinci ve üçüncü sıradaki pencereler ise sivri kemerlidir. Mihrabın üzerinde yuvarlak bir pencere mevcuttur. Üç gözlü, kubbeli son cemaat yeri, dört adet mermer sütuna oturan yuvarlak kemerlidir ve yanları açıktır.. Minare Camii dışında- girişin sağında yer almaktadır. Dokuz dilimli bir kaide üzerinde yükselen minare taştan yapılmıştır ve mukarnaslı tek şerefelidir. 1992 yılında sıvalanmıştır. Minareye çıkış caminin içindendir. İç mekanda yer alan hanımlar mahfili tek taraflıdır. Giriş kapısının sağında bulunan mahfil dört mermer sütun ile taşınmaktadır. Zemini yükseltilmiştir. Merdivenlerle ulaşılan mahfilin üst kısmı ahşap parmaklıkla çevrilidir.

Şekil 5.1967 yılı kayıtlarında Emin Paşa Camii
Şekil 6.Günümüzde Emin Paşa Camii
Şekil. 1967 yılı kayıtlarında iç mekan görünümü
Şekil. Günümüzde iç mekan görünümü
Şekil 7. 1967 yılı kayıtlarında camii kitabesi
Şekil 8.Günümüzde camii kitabesi

Emin Paşa Camii, günümüze, ulaşmayan medrese ve şadırvanıyla birlikte bir külliye oluşturmaktadır. Yapıyı çevreleyen avlu kısmı tam bir bütünlük sağlamamaktadır. Kuzeybatıda yer alan minaresi tek şerefelidir. Yapının kuzeyinde ise yakın dönemde yapılmış baldaken bir şadırvan, islam birliği ve Kur-an kursuna ait binalar yer almaktadır. Ayrıca avlunun güneybatı ve kuzey kısmında bulunan hazinesinde 14 mezar bulunmaktadır.

Şekil 9. Camii avlunun güneybatı ve kuzey kısmında bulunan kabirler

CAMİİ RESTORASYONU

Emin Paşa camii 1995 ve 2015 yılı olmak üzere yakın zamanda 2 restorasyon geçirmiştir. Camiinin son cemaat yeri 1995 yılında yapılan restorasyonda kapatılmıştır. 2015 yılında yapılan restorasyon sonrası açılmış ve orijinal halini korumaktadır.

Şekil 10. 1967 yılı kayıtlarında Camiinin orjinal açık son cemaat yeri
Şekil 11. 2015 restorasyon öncesi kapalı olan son cemaat yeri
Şekil 12. 2015 restorasyon sonrası orjinale uygun hale getirilen son cemaat yeri
  • 2015 yılında yapılan restorasyonda ilk önce caminin statik sorunları çözülmüştür
  • Caminin ilk döneminde yapılan kalem işleri açığa çıkarılmıştır,
  • Camii içerisinde solan kalem işleri canlandırılmıştır,
  • Mihraptaki nitelikli taş işleri ortaya çıkarılmıştır,
  • Mekan içerisindeki ahşap işler aslına uygun olarak onarılmıştır,
  • Camii avlusuna uygun bir şadırvan eklenip çevre düzenlenmesi tamamlanmıştır.

Şekil 13. Restorasyon sırasında minberde yapılan çalışmalar ve ortaya çıkan dönem izleri

Şekil 14. Restorasyon sırasında duvarlarda yapılan çalışmalar ve ortaya çıkan dönem izleri

Şekil 15. Restorasyon sonrası orjinal hale getirilen mihrap süslemeleri ve yazıları
Şekil 16. Restorasyon öncesi tonoz süslemelerinin bozulmuş hali
Şekil 17. Bozulmuş süslemelere yeniden boyama işlemi uygulanması
Şekil 18. Boyama işlemi sonrası tonoz süslemeleri

Şekil 19. Minber üstü ve pencere kenarı süslemeleri
Şekil 20. Restorasyon sonrası orjinal haline getirilen iç mekan süslemeleri ve ahşap elemanlar

Şekil 21. Son cemaat yerinden pencere kenarları öncesi ve sonrası
Şekil 22. Son cemaat yeri süslemeleri
Şekil 23. Camii görünüşüne uygun yaptırılan şadırvan

ÇALIŞMA SONRASI SAPTANAN BULGULAR

  • İç mekanda kalem işlerinde bazı bozulmalar (Şekil 24)
  • Duvarlarda bazı çatlaklar
  • Son cemaat mahfili üzerinde bulunan oluk malzemesinin korozyonundan dolayı kalem işlerinin zarar görmesi (Şekil 25)
Şekil 24
Şekil 25

ÖNERİLER VE SONUÇ

  • Yapılan çalışmalarda tespit edilen kalem işi bozulmalarının artmaması için önlem alınmalıdır
  • Son cemaat mahfili üzerindeki oluk malzemesinin daha fazla zarar vermemesi için değiştirilmesi gerekmektedir

Mimari restorasyon, tarihi ve kültürel mirasımızın korunması için büyük bir öneme sahiptir. Tarihi binalar, bir ülkenin veya bir bölgenin geçmişine ait anıtlardır ve o toplumun kimliğinin bir parçasını oluştururlar. Bu binalar, mimari tarzları, detayları ve tarihi olaylardaki rolleriyle birlikte, toplumun hafızasını canlı tutar.
Mimari restorasyon, tarihi binaların geçmişteki görünümünü ve önemli mimari detaylarını geri kazanmasını sağlar. Bu sayede, bir bina geçmişteki ihtişamını yeniden kazanır ve tarihi dokuyu canlandırır. Ayrıca, tarihi binaların restorasyonu, turizm potansiyelini artırabilir ve bölgenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunabilir.
Bu yüzden tarihimizi canlı tutmak amacıyla, tarihi eserlerimizi bozulmalara ve tahribatlara karşı korumalıyız.
Restorasyona ihtiyaç duyulan eserlerimizi de Emin Paşa camii örneğinde olduğu gibi yapılan eklemelerden arındırmalı aslına uygun bir şekile restore etmeli ve onarmalıyız.

Kirajtani Evi

TARİHÇE

Eser adı: Kirajtani Evi
Yapım yılı: XIX. Yüzyıl
Yer: “Shuaip Spahiu” mahallesi
Yapım Tekniği ve Malzeme: Ahşap Karkas, Kerpiç
Plan Tipi: İç Sofalı Plan Tipi

Shemsidin Kirajtani ailesine ait konak Prizren tarihi merkezinde bir avlu içerisinde Shuaip Spahiu mahallesinde iki katlı olarak XIX. yüzyılda inşa edilmiştir

MİMARİ ÖZELLİKLER

Yapıya iki taş malzemeli merdiven ile giriş sağlanmaktadır. Yapı taş temeller üzerinde Ahşap Karkas sisteminde kerpiç dolgulu olarak inşa edilmiş, İç Sofalı Plan özelliğini taşımaktadır. Yapının üst örtüsü Alaturka kiremit ile kaplıdır. Kırma çatıyla örtülü yapının dışa taşan saçağı düz ahşapla kaplıdır. Prizren tarihi merkezinde Cihannümalı konutlara örnek olan tek yapı olarak tespit edilmiştir. Ana plan incelendiğinde konak Orta Sofalı Plan özelliği göstermektedir. Sofanın kuzeybatı köşesinde ‘’L’’ şekilli ahşap merdiven, üst katta tek kollu olarak yükselmektedir. Birinci kata yükselen tek kollu ahşap merdiven sofaya doğru çıkmaktadır. Birinci katta sofa ve güney cepheye bakan bir Baş oda bulunmaktadır. Odalarda bulunan tavan, dolap, yüklükler ahşap malzemeden yapılmıştır. Zemin kattaki odalarda üçer pencere, Birinci kat odasında iki pencere açıklığı görülmektedir. Cephede 1/2 oranli düz atkılı ahşap pencereler bulunmaktadır. XIX yüzyılda inşa edilen yapı günümüzde Kirajtani ailesi tarafından kullanılmaktadır.

TEKNİK BİLGİLER

Şekil 1. Zemin Kat Planı
Şekil 2. Birinci Kat Planı
Şekil 3. Cephe Fotoğrafı

BULGULAR

Yapının dış cephesinde yapılan çalışmalar sonucunda aşağıdaki bulgular tespit edilmiştir.

Sıvada 3 dönem badana izleri (Şekil 4)

Şekil 4.Sıvada meydana gelen dökülme ve bozulmalarla tespit edilen 3 dönem badana izleri

Sıvada dökülmeler (Şekil 5)

Şekil 5.Sıvada meydana gelen dökülmeler sonucu altta kalan tuğla ve ahşap elemanların görünümü

Kat silmesinde dökülmeler (Şekil 6)

Şekil 6.Kat silmesinde oluşan kırıklar ve dökülmeler

Pencere kenarlarındaki ahşap yapı elemanlarında bozulmalar (Şekil 7)

Şekil 7.Ahşap yapı elemanlarının açıkta kalmasından dolayı meydana gelen bozulmalar

İlk kat üzerinde bulunan saçak malzemesinde oluşan deformasyon ve paslanmalar (Şekil 8)

Şekil 8.Saçak malzemesindeki deformasyon ve paslanma

 

Şekil 9.Yapının giriş cephesinden görünümler

ÖNERİLER

  • Sıvada meydana gelen dökülmelerin tamir edilmesi
  • Kat silmelerinin aslına uygun bir şekilde yeniden yapılması
  • Ahşap elemanlarda meydana gelen bozulmaların tamir edilmesi
  • Saçak malzemesinin değiştirilmesi
  • Dökülmeler düzeltildikten sonra badananın yapılması

Projekti i ri nga KGBD “Promovimi i dialogut kulturor përmes edukimit të të rinjve dhe komunikimit ndërkomunitar”

Shoqata Unioni Rinor i Kosovës është duke implementuar projektin “Promovimi i dialogut kulturor përmes edukimit të të rinjve dhe komunikimit ndërkomunitar”. Ky projekt është i mbështetur nga Drejtoria për Kulturë, Rini dhe Sport të Komunës së Prizrenit (DKRS) ku qëllimi i projektit është të forcojë ndjeshmërinë sociale, të sigurojë mbrojtjen e vlerave dhe identiteteve tradicionale që janë në prag të zhdukjes dhe të forcojë ndjenjën e solidaritetit social dhe unitetit përmes vlerave tona të trashëgimisë kulturore.

Implementimi i projektit të sipërpërmendur do të bëhet në platformën www.culturalbridgepz.org, ku do të realizohet promovimi i trashëgimisë kulturore dhe vetëdijesimi i të rinjve, si dhe ruajtja e vlerave dhe identiteteve tradicionale që janë në prag të zhdukjes.

Platforma Cultural Bridhe (Ura Kulturore) synon të rrisë vetëdijesimin social, të mbrojë asetet kulturore dhe të promovojë artin në një shkallë të gjerë.

Xhamia e Sinan Pashës, më e bukura në Kosovë.

Është monument mjaft i rëndësishëm i trashëgimisë fetare në Prizren, si e tillë mund të quhet edhe perla e qytetit dhe lirisht mund të them se është xhamia më e bukur jo vetëm në Prizren, por edhe në Kosovë. Xhamia e Sinan Pashës ndodhet në Zonën Historike të qytetit të Prizrenit. Me pozitën e saj dominuese, dimensionet, formën, proporcionin e minares ndaj kupolës, materialet dhe teknikën e ndërtimit, dekorimet e pasura në enterier, Xhamia e Sinan Pashës paraqet njërin prej monumenteve më karakteristike të qytetit antik të Prizrenit. Ajo ka filluar të ndërtohet në vitin 1607 dhe ka përfunduar në vitin 1615. Ndërtimi i saj e mban emrin e Sofi Sinan Pashës, njeri me pozitë të rëndësishme në administratën Osmane.

Xhamia ka planimetri katrore dhe qasja nga rruga bëhet në anën veriore nëpërmjet shkallëve të gdhendura prej guri. Minarja e xhamisë është ndërtuar prej gurëve shtufe (siga), me bazë katrore dhe trung rrethor. Para hyrjes në xhami ndodhet hajati i hapur, gjithashtu i punuar prej guri. Hajati mbi vete përmban tri kupola të mbuluara me plumb të cilat mbështeten në shtylla guri me bazë rrethore. Kurse xhamia mbulohet me një kupolë të gjerë më diametër 42.5 m. Enterieri është hapësirë unike, e ndriçuar përmes dritareve të radhitura në nivele.

Në pjesën e brendshme, kupola është e pikturuar me motive florale dhe islame në tri fazat e punimeve të saj. Dy fazat e para të pikturave u takojnë shekujve XVI-XVII të punuar me teknikën “al seko”, kurse faza e tretë i takon periudhës së shekullit XIX të punuar në stilin Barok, ku kryesisht ngjyra e kaltër është dominuese.

Përgjatë historisë, xhamia nuk ka shërbyer përherë për nevoja fetare për shkak të rrethanave jo të favorshme të herëpashershme në Kosovë.

Deri ne vitin 1912, ajo përmbushte nevojat fetare të besimtarëve, ndërsa gjate luftërave ballkanike dhe Luftës së Parë Botërore pësoi mjaft dëmtime, sidomos pjesa e hajatit. Me formimin e Entit për Mbrojtjen e Përmendoreve Kulturore në vitin 1967, filloi përkujdesja për monumentet. Ndërsa gjatë viteve 1968- 69 pas një renovimi xhamia shndërrohet në Muze të Dorëshkrimeve Orientale.

Nga viti 2007 deri në vitin 2011 janë bërë punimet restauruese si në enterier po ashtu edhe në eksterier derisa u hap përsëri në shërbim të besimtarëve, menjëherë pas mbarimit të restaurimeve.

Në anën jugore të saj, krahas rregullimit të oborrit është hapur edhe një lokal tradiconal, ku banorët e kësaj ane relaksohen përballë xhamisë me pamje jashtëzakonisht të bukur.

Për fund do thënë se xhamia në fjalë, në vitin 2016 është shpallur në mbrojtje të përhershme nga Këshilli i Kosovës për Trashëgimi Kulturore.

Ura e Gurit

Përmes Prizrenit kalon lumi Lumbardh i cili e ndan qytetin në dy pjesë, pothuajse të barabarta. Mbi Lumbardhin e Prizrenit, në rrjedhat e historisë, u ngritën shumë ura por pa dyshim më e veçanta që u shndërrua në simbol të qytetit është Ura e Gurit. Ura e Gurit gjendet në qendrën e qytetit të vjetër. Në anën lindore të saj gjendet Ura e ”Arastës”, kurse në anën perëndimore gjendet Ura e ”Naletit”. Ura lidh drejtpërsëdrejti sheshin Shatërvan (në anën e majtë të lumit) dhe Saraçhanën (në të djathtë të lumit). Burimet historike nuk ofrojnë të dhëna për kohën e saktë të ndërtimit të saj. Në bazë të materialit, stilit, teknikës së ndërtimit, supozohet se ura është ndërtuar kah fundi i shekullit XV, ose në fillim të shekullit XVI. Ura e vjetër është e ndërtuar me gurë cilësorë të përpunuar dhe të lidhur ndërmjet vete me llaç gëlqeror.

Ura e vjetër ishte triharkore, harku i mesëm ishte më i madh, kurse harqet anësore më të vogla. Gjatësia e urës së dikurshme ishte përafërsisht 30m, ndërkaq e urës së tanishme është 17m. Gjatësia e harkut të madh është 10m, lartësia 5m. Gjatësia e harqeve anësore 4m, lartësia 3m. Ura ka edhe një hark të vogël ndihmës me gjatësi 103cm dhe lartësi 160cm. Gjerësia e trasesë është 4,20m dhe është e shtruar me kalldrëm. Ura ka një rrethojë prej 40cm që përcjellë nivelimin e saj dhe ka shërbyer vetëm për këmbësorë. Në rrjedhat e historisë, ura ka përjetuar disa ndryshime të mëdha. Ajo pësoi dëme serioze strukturale gjatë ndërtimit të shtratit të Lumbardhit, në vitet ‘60. Me këtë rast mbyllet krejtësisht harku i saj, në të majtë të lumit. Ndërkaq harku i anës së djathtë pësoi me rastin e ndërtimit të aksit rrugor, në anën e djathtë të lumit, më 1963. Urës rreziku më i madh i erdhi nga faktorët natyrorë. Vërshimi i lumit më 17-18 nëntor të vitit 1979 shkaktoi rrënimin e urës në tërësi.

Prizrenasit të mallëngjyer për shkatërrimin e urës u mobilizuan dhe sipas projektit të hartuar nga M. Gojkoviq, ing., më 5 qershor 1982 fillojnë punimet për rindërtimin e saj. Punët restauruese i kreu Ndërmarrja e “Elanit”, nën mbikëqyrjen e Entit për Mbrojtjen e Monumenteve Kulturore të Prizrenit. Ura e rindërtuar solemnisht u inaugurua më 17 nëntor 1982. Kështu ura natyrshëm vjen në ambientin e vet dhe vazhdon ta kryejë funksionin e urës për këmbësorë. Duke marrë në konsideratë vlerat e mirëfillta të trashëgimisë, Ura e Gurit me vendimin nr. 2345 të datës 31 dhjetor 1948 vihet nën mbrojtje të shtetit.

How equal are minority organisations? FUEN study on the project “Women of Minorities” presented

At FUEN events we often experience that the gender ratio is not balanced. Significantly more men than women take part in our congresses, conferences and annual meetings. But also in qualitative terms, if you look at the speeches and panelists, women are underrepresented – and this picture is often representative of their general presence in governing bodies. “This gave us in FUEN food for thought and the idea for the ‘Women of Minorities’ project was born,” explained FUEN General Secretary Éva Pénzes at the beginning of today’s online meeting, which was attended by around 20 people from FUEN’s member organisations, from 13 countries.

What is the status quo? Are women in minorities a minority, in official bodies and leadership? How equal is it in our organisations? What are the challenges? In order to get answers to these questions and to assess the status quo, we sent a questionnaire to our member organisations in November. We are pleased that over 40 organisations participated and in this way helped to get a comprehensive picture.

The results of this survey were presented by Zora Popova, FUEN scientific officer, at the beginning of the meeting. The answers showed that women are basically well represented in the organisations, especially in the operational area, whereas men dominate in leadership positions, i.e. in presidencies or boards. “Women do the work while men sit in the leadership”, Zora Popova summarised the situation. When it comes to knowledge about gender equality and guidelines, it was found that about two thirds of the participating organisations have knowledge, but very few of them have official documents or guidelines on gender equality in the organisation. Hardly anyone has attended training on this topic.

“The results show that there is a need for more gender equality,” Zora Popova pointed out. “The main obstacle cited is the traditional role of women, which does not leave time for other activities between family and job.” A fact that Eugenia Natsoulidou, participant of the meeting, could confirm. “What women have achieved through the women’s movement is to have a choice. But: women today still have too many responsibilities in private, while men focus on their careers.”

However, a lack of promotion, a lack of awareness or stereotypes within the organisation also stand in the way of better gender equity, the results show. As measures that are needed, the study participants named management training, support from experts as well as raising awareness for the topic in order to create awareness in the first place.

The project “Women of Minorities” will focus on exchanging ideas about possible future activities and exploring possible improvements. What tools can be used to bring about a change towards better representation of women in minority organisations? This is what we need to work on in the following meetings and discussions. One idea is to present women from leading, active positions in minorities as role models for overcoming stereotypes. The participants agreed with this approach. “Helping each other can be a solution. We have to motivate women not to always apologise and we have to fight against the hidden discrimination that all women experience in everyday life,” said Elisa Ferekidou. And not unimportant: “We need to involve men to tackle the problem”, Eugenia Natsoulidou added.

Gösta Toft, Vice-President of FUEN, encouraged everyone present to stay on top of the issue and plan further activities. FUEN has an important role to play as a knowledge broker and driving force.

How can we help our affiliates to develop strategies and guidelines on gender equality? How can we motivate women to take on more active roles in their organisations and at our events? These are the questions to which answers will be sought in the course of the project and – in the best case – put into practice.

We would like to thank the Federal Ministry of the Interior and Home Affairs for supporting the project.

Kisha e Shën Premtës (Kisha e Levishës)

Kisha e Shën Premtës (Kisha e Levishës) e cila gjendet në Zonën Historike të Prizrenit, u rindërtua më 1306-07. Supozohet se themelet e kishës paleokristiane të fazës së parë (shek. V-VI) e më pas të bazilikës Bizantine (shek. IX), vihen mbi themelet e tempullit Pagan (para erës sonë) të përkushtuar hyjneshës ilire të plleshmërisë dhe lindjes: Prema apo Premta. Pas rënies së Prizrenit nën Perandorinë Osmane, në vitet 1455-59 dhe shndërrimit të saj në xhami emërtohet si Xhuma Xhami, emra këta që përdoren në popull edhe sot e kësaj dite. Me luftën e parë Ballkanike më 1912, xhamia rikthehet në kishë. Minarja e saj u rrënua në vitin 1923. Më 1948, vihet nën mbrojtjen e ligjit me numrin 352. Bazuar në vlerat historike, artistike, shoqërore, shpirtërore, aseti Kisha e Shën Premtës (Kisha e Levishës) në vitin 2016 është shpallur në mbrojtje të përhershme nga Këshilli i Kosovës për Trashëgimi Kulturore.

2

Manastiri i Graçanicës

Gjendet në qendër të Graçanicës. Manastiri i sotëm është rikonstruktim i një kishe të shekullit XIV kushtuar Virgjëreshës Mari, e cila ishte ndërtuar në themelet e një bazilike të hershme krishtere të shekullit VI. Restaurimi më i madh në manastir është bërë nga fundi i shekullit XVI, ku të gjitha hapjet në narteksin e jashtëm janë murosur dhe janë pikturuar afreske të reja. Piktorët e famshëm nga Selaniku Mihajli dhe Evtihije i përfunduan afresket në kishën kryesore deri më 1321, prej të cilave Cikli i Festave të Mëdha, Mundimet dhe Mrekullitë e Krishtit janë më të njohurat. Enterieri i manastirit është i pasur me afreske. Manastiri i Graçanicës është pjesë e trashëgimisë kulturore botërore në mbrojte të UNESCO-s. Bazuar në vlerat historike, artistike, shoqërore, shpirtërore, aseti Manastiri i Graçanicës në vitin 2016 është shpallur në mbrojtje të përhershme nga Këshillit i Kosovës për Trashëgimi Kulturore.